CAM SEKTÖRÜ, AVRUPA 6’NCISI!
- 23 Ekim 2019
- Yayınlayan: Öz Elit Alüminyum Cam Balkon Sistemleri
- Kategoriler: Cephe Giydirme Sistemleri, Sektörel Haberler
Yorum yapılmamış
Doğan Haber Ajansı’nın Temmuz 2014 tarihli ve “Çimento, cam ve seramik sektörlerinden iddialı çıkış” başlıklı haberinde Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Başkanı Ali Özinönü şöyle demiş: “Gururla ifade etmek isterim ki, gerek çimento gerek cam gerekse de seramik; Türkiye’nin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip, net döviz getirisi en yüksek, dış ticaret açığı vermeyen ender sektörleridir… Ürünlerini 150 ülkeye ulaştıran cam sektörümüzün dünyadaki yeri de; farklı sıralama ölçütüne göre, 3.lük ile 7.lik arasında değişmektedir. Bu anlamda bakıldığında çimento, cam ve seramik, ülkemiz ekonomisine katkısı en net ve en yüksek sektörlerdir. Bu sektörlerimiz, Türk ekonomisinin dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına girme hedefini çoktan tutturmuştur.”
Peki, Cam Sektörü bu kadar iyi durumda mı?
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Cam Sektörü Raporu (2014/1)”e göre; Cam Sektörü, ürünleriyle inşaat, otomotiv, enerji, beyaz eşya, gıda, içki, meşrubat, ilaç, kozmetik, turizm (lokanta, ikram dahil), mobilya, boru, elektrik ve elektronik gibi birçok sektöre ve ev kesimine girdi veren temel sanayi alanlarından biri olup, ülke ekonomileri açısından büyük önem taşımaktadır.
Türkiye cam sektörü girdilerinin tamamına yakınını yurtiçinden temin eden, ihracatçı, ülke ekonomisine net katma değer yaratan ve büyümesini sürdürmek için çaba harcayan ve Türkiye’nin lokomotif sektörlerine girdi veren önemli ve başarılı bir sektördür.
Başta Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. (Şişecam) en büyük üretici olmak üzere, Güral Cam, Marmara Cam, İzocam, Toprak Cam, Schott Orim, Yıldız Cam, Star Grup, Kutaş, Hatipoğlu Cam, Gürsan Cam, Olimpia, Başkent, Dora Cam gibi birçok firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye cam sektörü 4,7 milyon ton/yıl üretim kapasitesi ile (Türkiye ve yurtdışı) dünyada önemli bir konuma sahiptir.
Türkiye cam sektörünün en büyüğü olan Şişecam kapasite olarak Avrupa’da 6’ncı sırada, dünyada 13’üncü sırada yer almaktadır. Cam Ev Eşyasında Avrupa’da 2’nci, dünyada 3’üncü, Düzcam ve Cam Ambalaj alanlarında ise Avrupa’da 4’üncü durumdadır. Şişecam yurtdışında yaptığı atılımlarla da bölgede önemli bir güç haline gelmiştir.
Türkiye cam sektörü yaklaşık 2,3 milyar ABD Doları düzeyindeki üretim değeri ve yaklaşık 20 bin civarında çalışan sayısı ile üretim girdilerinin tamamına yakınını yurtiçinde sağlayan, sermaye ve enerji yoğun, aynı zamanda da yüksek kapasite ile çalışma zorunluluğu olan bir sektördür.
Sektörün Türkiye’deki Genel Durumu: Cam üretiminde kullanılan en önemli girdiler, kum, soda, dolomit, kuvartz maddeleridir. Ülkemizin bu kaynaklar açısından zengin olması nedeniyle, Türk cam sanayi % 98 oranında yerli hammadde kullanmaktadır.
Ülkemiz cam sanayinin üretim kapasitesi yaklaşık 3,5 milyon tondur. Ülkemiz üretim kapasitesinin % 90’ı Şişecam tarafından karşılanmaktadır. Şişecam’ın yurtiçi ve yurtdışı toplam üretim kapasitesi 4,7 milyon tona yaklaşmaktadır. Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj, cam elyaf gibi ana üretim alanlarındaki yurtiçi mevcut kapasitesi 3,0 milyon tondur.
Yurtiçi üretim kapasitesinin % 50’si düzcam, % 32’si cam ambalaj, % 16’sı cam ev eşyası, kalan yaklaşık % 2’lik kesim de cam elyafı kapasitesinden oluşmaktadır. Sektörde en büyük üretici olan Şişecam 150 ülkeye ihracat yapmaktadır.
Sektördeki Üretim Eğilimleri ve Üretilen Başlıca Ürünler: Cam sektörü temel olarak Gümrük Giriş Tarife Cetveli, Pozisyon 70’de yer alan cam ürünlerinden oluşmakta olup, ana üretim alanlarına göre şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
¨Düzcamlar
*Düzcam (Float cam+Buzlu cam)
* Cam İşleme (Düzcamın girdi olarak kullanıldığı, ek işlemlere tabi tutularak üretilen otomotiv camları (temperli, lamine, kurşuna dayanıklı), ayna, lamine camlar, kaplamalı camlar, beyaz eşya, enerji ve dekorasyona yönelik temperli camlar)
¨Cam Ev Eşyası
¨ Cam Ambalaj
¨ Cam Elyafı (cam yünü, cam keçe, fitil, iplik, kırpılmış demet vb.)
¨Diğer (cam kırığı, cam bilya, cam ampuller, elektrik lambaları, katot ışın tüpleri, camdan iç gövdeler, sinyalizasyon camları ve camdan optik elemanlar, saat ve gözlük camları, cam tuğla, karo, kiremit, mozaik, camdan laboratuvar ve eczane eşyası, cam boncuk vb.)
Sektörde üretim eğilimleri günümüz koşullarına ve etkileşim halinde olduğu sektörlerin gösterdiği gelişmelere paralel seyretmektedir.
Yapı sektöründe camla ilgili gelişmeler, çevre koruma ve enerjinin verimli kullanımı bağlamında özellikle kaplamalı camlar alanında yoğunlaşmaktadır. Bu eğilimler performansı yüksek kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve Tentesol ve Tentesol T gibi kaplamalı güneş kontrol camları ön plana çıkarmakta olup, tüketiciye daha fazla enerji tasarrufu sağlayan çevre dostu ürünler sunmaktadır.
Sektör cam elyaf üretiminde pazara, alev dayanımlı polyester, düşük çekmeli reçineler, düşük stiren emisyonlu polyester reçine gibi yeni ürünler sunmaya ve bor madenini kullanarak otomotiv, inşaat ve altyapı, elektrik, spor-eğlence, ulaştırma nakliye ve savunma sanayi sektörlerine yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Bunun yanında dekorasyon ve tasarım alanında görülen gelişmeler de, cam ev eşyasında özel tasarım ürünleriyle, dekor ürünlerinde cam kapıların, lavaboların ve dekorların üretimine yönlendirmektedir.
Sektörün Alt Sektörleri ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer Sektörler: Cam sektörü ürünleriyle inşaat, otomotiv, beyaz eşya, gıda, içki, meşrubat, ilaç, kozmetik, turizm (lokanta gibi), mobilya, boru, elektrik ve elektronik gibi birçok sektöre ve ev kesimine girdi vermektedir. Özellikle düz camda, inşaat ve otomotiv sektöründe yaşanan gelişmelerin etkisi birebir gözlenmektedir. İnşaat sektöründeki, güneş enerjisine yönelik yüksek performanslı camlar ya da otomotivde yeni girilen projeler, düz cam faaliyetlerini etkileyen unsurlardır.
Cam ambalaj alanında özellikle gıda ve kozmetik sektöründe gelişen ürün çeşitleri ve dağıtım kanallarında ambalajın önem kazanması, sektörü hareketlendirmektedir.
Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Ülkemizde cam üretim faaliyetleri, önceleri sadece Marmara ve Akdeniz Bölgesi ile sınırlıyken, coğrafi açıdan giderek daha yaygın bir yapı kazanarak Ege ve İç Anadolu Bölgelerini de içine alacak şekilde genişlemiştir.
Gerek üretim faaliyetlerinin çeşitliliği ve sayısı gerekse üretici ve kapasite miktarı açısından en yoğun cam ve cam ürünleri üretim faaliyetlerinin yaşandığı şehir İstanbul’dur. İstanbul’u takiben Kırklareli, Mersin, Bursa, Eskişehir, Konya, Ankara, İzmir, Kayseri gibi şehirler yine üretim çeşitliliği, üretici sayısı ve üretim kapasiteleri ile göze çarpan şehirlerdir.
Türk cam sanayi gerek kapasite artışları gerekse yeni ürünlerin pazara sunulmasıyla bugüne kadar gelişimini hızla sürdürmüş olup, henüz doymamış bir pazar olma niteliği ile gelecekte de önemli bir büyüme potansiyeli taşımaktadır. Gerek taşıdığı bu pazar potansiyeli gerekse genişleyen kaliteli ürün yelpazesi ile küresel rekabete açılan Türkiye cam sektörü dış ticaret hacminde önemli bir ivme sergilemektedir.
Sektörün Kapasite Kullanımı: Türkiye cam sektörünün ortalama kapasite kullanım oranı 2011 yılında % 87, 2012 yılında ise % 77,26 olarak gerçekleşmiştir.
Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı: 2011 yılı itibari ile cam sektöründe 1.384 adet girişim faaliyet göstermektedir. Bu sayı, 2010 yılında 1.198’dir.
Sektörün Üretim Değeri ve Cirosu: Cam sektörünün 2009’da 4.067.365.841 TL, 2010’da 5.334.257.909 TL olan üretim değeri, 2011 yılında yaklaşık olarak 5,8 milyar TL seviyesine yükselmiştir. 2011 yılında cam ürünlerinin dış ticaret hacmi 1,7 milyar ABD Doları düzeyindedir. Cam sektörü ihracatı da 1 milyar ABD Doları düzeyine ulaşmış olup, bu da Türkiye ihracatında binde 7,2’lik bir paya karşılık gelmektedir. Türkiye cam sektörü satış cirosu, taşıma cirosu ve dışarıdan aldığı hizmetler toplamında yaklaşık 2,8 milyar ABD Doları düzeyinde bir iş hacmi yaratmaktadır. 2012 yılında ise cam sektörü cirosu 2 milyar ABD Doları seviyesindedir.
Sektörün Katma Değeri: Sektörde yüksek enerji tüketimine karşın cam sanayii bir taraftan da geliştirdiği katma değeri yüksek ürünler ile çevre korumaya ve enerji tasarrufuna önemli katkılar sağlamaktadır. İnşaat ve otomotiv gibi Türkiye’nin lokomotif sektörlerine girdi veren ve cam sanayiinin ağırlıklı faaliyet alanını oluşturan düzcam sektörü özelinde kaplamalı camlar ve çift camlar, artık düzcamın yerini almaktadır. Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerdeki bu yaygın eğilimin halen gerisinde bulunulmakla birlikte, ülkemiz düzcam sektöründeki gelişmeler hızla ilerlemektedir. Nitekim, işlenmiş camların toplam düzcam üretimindeki payı 1980’li yıllarda % 3 iken, bu oran son üç yılda % 30’lara varmış durumdadır. Ülkemizde, mevcut tüm konutlarda ısı yalıtımını iyileştiren Low E kaplamalı camların kullanılması durumunda, yılda 2,5 milyar ABD Doları tasarruf sağlama, karbondioksit emisyonunu da önemli ölçüde azaltma potansiyeli bulunmaktadır. Diğer bir anlamda, uluslar arası yaptırımlara konu çevre kirliliği ve Dünya’nın dengesini bozan küresel ısınmayı kontrol altına alma imkânı yaratan Low E camlar, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır.
Cam sektörünün 2010 yılında gerçekleşen 1,475 milyar TL’lik net katma değeri, % 20 artarak 2011 yılında yaklaşık 1,8 milyar TL ye ulaşmıştır. 2012 yılında net katma değer miktarı 1,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Sektörün Ar-Ge Faaliyeti: Cam ve kimyasallar üretiminde dünya ölçeğinde en ileri teknolojileri edinen ve kullanan sektör, bu teknolojileri uygulama ve geliştirmenin getireceği rekabet üstünlüğünün bilinci ile 1970’lı yıllarda Ar-Ge çalışmalarına başlamıştır.
Ar-Ge’nin kurumsallaşmasını takip eden 30 yıl içinde düzcam, cam ambalaj, cam ev eşyası sektörleri için yeni ürün ve proses geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, üretimde insan ve çevre sağlığını ön plana çıkartan, enerji ve üretim verimlilikleri yüksek teknolojileri geliştirme, maliyetleri düşürme ve problem çözmeye yönelik çalışmalar da bu teşkilatın süreklilik arz eden çalışmaları arasında yer almıştır. Bu şekilde, mühendislik ve teknik destek birimlerini de kapsayan Ar-Ge yapılanması ile sektör cam, fırın, kaplama tasarımı ve üretiminde kendi teknolojisini yaratan konumuna gelmiştir.
Ar-Ge faaliyetleri, tüm ürün gruplarında mevcut, gelişmekte olan ve gelişeceği öngörülen pazar gereksinimleri doğrultusunda katma değeri yüksek, çevre dostu, yeni ürün ve proses geliştirmeye odaklanmıştır. İkinci sırada ise, mevcut ürün maliyetinin düşürülüp kalitenin arttırılmasına yönelik olarak yeni ve alternatif hammadde kaynaklarının kullanımı, enerji yönetimi ve etkin kullanımı, yeni büyüme yatırımlarının modern teknolojilerle donatılmış ve sermaye verimliliğini en üst düzeyde tutarak hedeflenen zaman sürecinde üretime kazandırılması yer almaktadır.
Cam sektörü Ar-Ge faaliyetleri sonucunda ısı kontrol kaplamalı yalıtım camı ve ısı güneş kontrol kaplamalı yalıtım camı geliştirilmiştir. Isı kontrol kaplamalı yalıtım camı bünyesindeki ısı kontrol kaplamalı cam sayesinde ısıcama göre ısı kayıplarını %50 azaltarak yakıt masraflarından, ısı güneş kontrol kaplamalı yalıtım camı ise güneş ısısı girişini %40 azaltarak, kışın yakıt yazın da klima masraflarından tasarruf sağlayan bir ürün olarak üretilmiştir.
TÜBİTAK tarafından 2013 yılında TEYDEB destek programları kapsamında cam sektöründe 5 adet proje desteklenmiştir. Destek tutarı toplam 0,41 milyon TL değerindedir.
Sektörün Dış Ticareti: 2012 yılı toplam cam ve cam ürünleri ihracatı 956 milyon ABD Doları, ithalatı ise 643,2 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılında ise ihracat bir önceki yıla göre %3,8 değerinde artışla 993 milyon ABD Dolarına, ithalat ise %27’lik bir artışla yaklaşık 817 milyon ABD Doları seviyelerine ulaşmıştır.
Türkiye cam sanayisinin en çok ihraç ettiği ürünler arasında sofra ve süs eşyası, düzcam ve fiberler bulunmaktadır. 2013 yılında Almanya, İtalya ve Fransa en fazla ihracat yapılan ilk üç ülkedir.
2013 yılında Çin, Almanya ve Fransa en fazla ithalatın yapıldığı ilk üç ülkeyi oluşturmaktadır.
Sektörün Maliyet Bileşenleri: Cam sektöründe girdilerin büyük bir kısmı yurt içinden sağlanmaktadır. Ancak son yıllarda kum ithalatı yapılmaktadır. Ayrıca çok az miktarda kullanılan kobalt oksit, çinko selenit, alüminyum oksit gibi maddeler de ithal edilmektedir.
Cam üretim maliyetlerinin % 90’ını oluşturan sınai maliyetler içinde enerji, hammadde ve işçilik önemli girdi kalemleridir. Yurtiçinden temin edilmekte olan bu girdi kalemlerinin toplam maliyetler içindeki payı ise hammadde ve malzemelerde % 33, enerjide % 20, işçilikte % 24’ler gibi yüksek oranlara varmaktadır. Bu nedenle, yurtiçi girdi kalemlerindeki fiyat oluşumu, sektörün maliyet yapısını yakından belirlemektedir. Ancak, pahalı enerji fiyatları (yakıt, elektrik) ve işçilik nedeniyle yüksek üretim maliyetleri ile çalışılmaktadır.
Hammadde ve malzeme maliyetinin cam sınai maliyet içindeki payının %28 ile en düşük seviyede cam ambalajda olduğu gözlenmekte, cam elyafta bu oran %52’ye çıkmaktadır. Enerji maliyetinin sınai maliyet içindeki payı ise en düşük seviyede ile cam elyafta görülürken bu oran %28 ile düzcamda en yüksek seviyede olmaktadır. İşçilik maliyetlerinin payı ise %32 ile en yüksek cam ev eşyasında, %20 ile en düşük cam elyafta olmaktadır.
Sektörün 2014- 2023 Projeksiyonu: 2023 yılında Türkiye’nin hedeflediği 500 milyar ABD Dolarlık ihracata, cam sektörünün de 2,5 milyar ABD Dolar düzeyinde katkı sağlaması beklenmektedir.
Sektörün Son Altı Aylık Değerlendirmesi: Küresel ekonomik durgunluk ve yüksek seyreden enerji maliyetlerinin cam sektörü üzerindeki baskısı devam etmektedir. Başta Avrupa pazarı olmak üzere Çin, Hindistan gibi son yıllarda hızla gelişen yüksek nüfuslu pazarlardaki büyüme hızlarının düşmesi, dünyanın birçok farklı noktasında üretim yapan Türkiye cam sektörünün küresel pazar performansını olumsuz etkilemektedir.
İnşaat sektöründe 2013 yılında yaşanan yüksek oranlı büyüme ve 400 binden fazla yeni konut imalatıyla ortaya çıkan talep artışı, iç pazarda cam sektörünün 2013 performansına büyük katkı sağlamıştır. Nitelikli cam ürünü kullanan otomotiv sektöründe, özellikle yılın ikinci yarısında gerçekleşen büyüme hızı da cama olan talebi arttırmıştır. Sonuç olarak yüksek miktarlarda cam talep eden sektörlerdeki büyüme hızının da etkisiyle iç talepte yaşanan canlılık, cam sektörünün en azından iç pazarda 2013’ü önceki yıla oranla daha yüksek rakamlarla kapatmasını sağlamıştır.
Otomotiv ve inşaat sektöründe yaşanan küresel durgunluk ve yüksek seyreden enerji maliyetlerinin cam sektörü üzerinde oluşturduğu baskının 2014’te de etkili olması beklenmektedir. Fakat inşaat sektöründe 2013 yılında yakalanan yüksek büyümenin devam etmesi halinde camın iç pazar büyümesinin %5’i bulabileceği tahmin edilmektedir.
2014 yılı Ocak ayında çimento, cam ve seramik ihracat toplamından %27 pay alan cam sektörü miktar bazında , değer bazında da %24 artış göstermiştir. Ocak ayında ürünlerini en fazla Almanya, İtalya, İngiltere, Azerbaycan-Nahcivan ve Bulgaristan gibi ülkelere ulaştıran cam sektörü, 68 milyon dolar değerinde toplam 45 bin tonluk ihracat kaydı gerçekleştirmiştir.
Sektörün Üretim Endeksi Değerlendirmesi: 2010 yılı baz alınarak 2013 yılı ortalama üretim endeks değeri 107,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer 2012 yılı ortalama değerine göre % 2,79 oranında bir düşüş göstermiştir.
Sektörün Kapasite Kullanım Oranı Değerlendirmesi: Cam sektörünün 2013 yılı ortalama kapasite kullanım oranı düzcamda % 80,4, cam ev eşyasında % 91,6, cam ambalajda %88,4, cam elyafta %90,4 olarak gerçekleşmiştir.
Sektörün İhracat ve İthalat Değerlendirmesi: TÜİK 2013 yılı verilerine göre toplam cam ve cam ürünleri ihracatı 2012 yılı aynı dönemine göre % 37 oranında artarak 993,4 milyon ABD Doları, ithalatı ise 2012 yılı aynı dönemine göre %21,3 oranında artarak 817 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.
CAM SEKTÖRÜNDE İHRACAT ARTIŞI, DEĞER BAZINDA
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin Temmuz 2014 tarihli Cam Sektörü değerlendirmesi şöyle: 80 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk Cam Sanayii, bugün camın ana gruplarını oluşturan düzcam (işlenmiş camlar dahil), cam ev eşyası, camdan sınai kaplar, cam ambalaj, cam elyafı, taşyünü ve cam yünü üretimi en ileri teknolojilerle gelişmesini ve büyümesini sürdürmektedir. Türkiye cam sektörü, son 10 yılda üretimini yaklaşık 0 oranında arttırarak dünya cam sektöründe etkin konuma gelmiştir. Yurt içi üretim kapasitesinin %50’si düzcam, %32’si cam ambalaj, ’sı cam ev eşyası, %2’lik kısmı ise cam elyafdan oluşmaktadır. Türkiye ve çevre ülkelerdeki yatırımlar ile üretim kapasitesi 4 milyon tonu aşan sektör, camın ana sahalarındaki büyüklükleri ile dünyanın ve Avrupa’nın ilk 10’u arasında yer almayı başarmaktadır. Türkiye cam sektörü yaklaşık 2,3 milyar $ üretim değeri ile, Türkiye ekonomisinin binde 3’ünü üretmekte ve yaklaşık 20 bin kişiye istihdam yaratmaktadır. Cam sektörü ürünleriyle inşaat, otomotiv, beyaz eşya, içki, gıda, meşrubat, ilaç, kozmetik, turizm, mobilya, boru, elektrik-elektronik ve enerji gibi pek çok sektöre girdi veren temel sanayi dallarından biri olup; ülke ekonomisi için büyük önem arz etmektedir.
Türk cam sanayinin en büyük üretici firmaları, ülke gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra pazarımız dünyadır ilkesi ile dünya pazarlarında faaliyetlerini güçlü ve iddialı bir şekilde çeşitlendirerek sürdürmekte, ürünlerini 150 ülkeye ulaştırmaktadır. Dünyadaki yeri, farklı sıralama kriterlerine göre üçüncülük ile yedincilik arasında değişen Türk cam sektörü, ulaştığı ölçek, ihtisaslaşma derecesi ve rekabet gücü yüksek faaliyetleri ile iş kolunda dünyanın en seçkin üretici ülkeleri arasında yer almaktadır. Türk cam sektörü üretim kapasitesi olarak cam ev eşyasında Dünya 3., cam ambalajda Dünya 5., düzcamda Dünya 6. ve cam elyafta Dünya 12. konumunda bulunmaktadır…
2012 yılı başından itibaren küresel ekonomik durgunluğun etkisiyle camın tüketildiği sektörlerde yaşanan olumsuzluklar cam talebi üzerinde etkili olmuştur. Avrupa’da devam eden durgunluk, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ekonomik durgunluğa ilave olarak politik istikrarsızlığın olumsuz etkisi pazara yansımış, Rusya pazarında ise kısmi hareketlilik yaşanmıştır. Bununla birlikte cam sektöründe yatırımların yerel pazarlarda yapılması ağırlık kazandığı için Türkiye’den ihracatın orta – uzun dönemde azalması gündeme gelecektir. 2013 yılında toparlayan sektör ihracatını geçen yıla oranla %1,4 artırmıştır. 2013 yılı Ocak-Aralık döneminde Türkiye geneli cam sektörü ihracatı miktar bazında 576 milyon ton ve değer bazında ise 816 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Sektör ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında %0,3 ve değer bazında %1,4 artmıştır. En fazla ihracat yapılan ülkeler Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa ve Irak olmuştur.
2014 yılı Ocak-Haziran dönemi Türkiye geneli cam sektöründe 313 bin ton ve 456 milyon $ ihracat gerçekleştirilmiştir. Sektör ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında ve değer bazında artmıştır. En fazla ihracat yapılan ülkeler Almanya, İtalya, İngiltere, Irak ve Fransa olmuştur.
Cam sektörü sermaye ve enerji yoğun, aynı zamanda yüksek kapasite ile çalışma zorunluluğu olan bir sektördür. Yüksek enerji fiyatları, ölçek ekonomisi gereği tam kapasite ve kesintisiz üretim zorunluluğu, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan kaynakların yetersizliği, sürekli büyüme ve modernizasyon yatırımları gerekliliği nedeniyle artan üretim ve yatırım maliyetleri, yüksek navlun giderleri, istihdam üzerindeki yüksek vergi ve primler nedeniyle ortaya çıkan yüksek işçilik maliyetleri, yüksek kredi maliyetleri, Çin, Doğu Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden yapılan ucuz ve düşük kaliteli ürün ithalatı sektörün başlıca sorunları arasında yer almaktadır.
Son yıllarda yaşanan küresel ekonomik krizler, tüm sektörlerde olduğu gibi cam sektöründe de talebin yavaşlamasına neden olmuştur. Avrupa’da devam eden durgunluk, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ekonomik durgunluğa ilave olarak politik istikrarsızlığın olumsuz etkisi pazara yansımış, Rusya pazarında ise kısmi hareketlilik yaşanmıştır. Bununla birlikte cam sektöründe yatırımların yerel pazarlarda yapılması ağırlık kazandığı için Türkiye’den ihracatın orta – uzun dönemde azalması gündeme gelecektir. 2013 yılından itibaren toparlanmaya başlayan sektör ihracatı; 2014 yılı ilk yarısında geçen yıla oranla artmıştır. Cam sektörünün 2014 yılı ihracat hedefi 1,2 milyar $; 2023 ihracat hedefi ise 2,5 milyar $’dır. Önümüzdeki 10 yılda; cam sektörünün ihracatını yılda ortalama %9 artırması ile hedefe ulaşması mümkündür.
Bu durum değerlendirmesi tüm sektör paydaşları tarafından da onaylanıyor gibi. Örneğin Mart 2014’te gerçekleşen VII. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası Raporu’nda yer alan Türkiye Cam Ve Cam Ürünleri Sanayi Meclisi verileri şöyle:
Cam ve cam ürünleri sanayi sektörünü;
• Türkiye’nin En Büyük 1000 Sanayi Kuruluşu listesindeki 10 kuruluş,
• Türkiye’nin En Büyük 500 Şirketi listesindeki 4 şirket, temsil ediyor.
Cam ve cam ürünleri sanayi sektörü 2013 yılında;
• 972 milyon $ ihracat,
• 752 milyon $ ithalat, yaptı.
Türkiye’deki kayıtlı çalışan her 100 kişiden 0,2’si cam ve cam ürünleri sanayi sektöründe çalışıyor.
Türkiye’deki faaliyet gösteren her 100 firmadan 0,1’i cam ve cam ürünleri sanayi sektöründe faaliyet gösteriyor. Cam ve cam ürünleri sanayi sektöründe istihdam edilen her 100 kişiden 3’ü mühendis olarak çalışıyor.
Buradan sonrasında, sektörün sorun değerlendirmelerine dikkat:
Sorun 1: Enerji tasarrufu ve verimliliği sağlayan camların yaygın kullanılmaması
Açıklama: Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında hazırlanan TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı 2013 yılında revize edilerek binalarda pencere camı olarak ısı kontrol kaplamalı camların kullanımı hedeflenmiştir. Ancak anılan standart halen yürürlüğe konulmadığı için ısı kontrol kaplamalı camların kullanımı zorunlu hale getirilmemiştir.
Çözüm Önerisi
• Revize edilen standart yürürlüğe konulmalı,
• Kamu, özel sektör ve kentsel dönüşüm bina projelerinde ilgili standart uygulanmalı ve yapı denetim kuruluşlarınca etkin olarak denetlenmeli,
• Enerji verimli camların kullanımının yaygınlaşması için kanun ve yönetmeliklere ek olarakteşvik sistemi oluşturulmalı, enerji verimli camlarda olan KDV %1’e düşürülmelidir.
İlgili Kurumlar: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Sorun 2: Cam sektöründe istihdam edilecek nitelikli işgücü bulunmaması
Açıklama: Cam sektöründe izabe sanayi ve cam işleme alanında eğitim almış yüksek nitelikli teknik elemanlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Çözüm Önerisi
• Her OSB’de meslek lisesi açılması mecburi hale getirilmeli,
• Bu liselerde cam sektörü uzmanları eğitim vermeli,
• Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri Projesi’nde (UMEM), makineli seri üretimle ilgili müfredat günün ihtiyaçlarına göre revize edilmelidir.
İlgili Kurumlar: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İŞKUR
Sorun 3: Ulaşım ve taşıma maliyetlerinin yüksekliği
Açıklama: Ürünlerin nakliyesi çoğunlukla karayolu ile yapılmakta, yüksek akaryakıt maliyetleri navlun giderini olumsuz yönde etkilemektedir. Karayolu taşımacılığına alternatif olarak demiryolu ve denizyolu taşımacılığının geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Çözüm Önerisi
• Taşımada demiryolu ve denizyolunun payı artırılmalı,
• Demiryolu taşımacılığı yeni bağlantı hatlarıyla geliştirilmeli,
• İhracat limanlarındaki altyapı hizmetleri geliştirilmeli ve ucuzlatılmalı,
• Fazla yük taşıyabildikleri için birim başına taşıma maliyetlerini düşüren HC konteynerlerin araç üzerinde 4 metre ile sınırlandırılan yükseklikleri 4,20 metreye çıkarılmalıdır.
İlgili Kurumlar: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Sorun 4: Ülkemizde emniyet ve güvenlik camlarının kullanılmasına yönelik herhangi bir yasal düzenleme bulunmaması
Açıklama: Gelişen mimari trendler çerçevesinde, düz cam ürünlerine yeni binalarda daha fazla yer verilmeye başlanması, camda ilave güvenlik önlemlerinin alınmasını zaruri kılmaktadır. Yeni binaların emniyet ve güvenlik gerektiren bölümlerinde emniyet ve güvenlik camlarının kullanımına yönelik standart bulunmasına rağmen (TS 13433) 3194 sayılı İmar Kanunu’nda ilgili standarda atıfta bulunulmamaktadır.
Çözüm Önerisi: İlgili mevzuatta yapılacak düzenleme ile standarda atıfta bulunularak, yeni binalarda emniyet ve güvenlik camlarının kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.
İlgili Kurumlar: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Sorun 5: Cam ambalaj atığı toplama ve geri dönüşüm faaliyetlerinin yetersizliği
Açıklama: Türkiye’de cam ambalaj geri kazanım oranı %26 seviyesindedir. AB mevzuatı ile uyum çerçevesinde yürürlüğe giren 28035 sayılı Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ndeki cam ambalaj atığı toplama hedefinin 2020 yılı için %60 olmasına rağmen mevcut uygulamalar bu hedefe ulaşmakta yetersiz kalmaktadır.
Çözüm Önerisi
• Atık toplamayla ilgili politikalar sistemin tüm taraflarınca benimsenmeli,
• Cam ambalaj atıklarının evsel ve diğer ambalaj atıklarına karışmadan ayrı toplanarak geri dönüşümü ve bunun ekonomiye katkısı hakkında etkin bilgilendirme yapılmalı,
• Atıkların toplanmasının kolaylaştırılması için cam kumbara sayıları artırılmalı,
• Ambalaj atığı toplayan firmalar ve belediyelerle toplama hedeflerini artırmaya yönelik projeler geliştirilmelidir.
İlgili Kurumlar: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı
Son olarak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 2012 tarihli “Türkiye Cam ve Cam Ürünleri Sanayi Meclisi Sektör Raporu”nun “Genel Değerlendirme” bölümüne bakalım: Türkiye cam sektörü yaklaşık 2 milyar dolar düzeyindeki üretim değeri ile Türkiye ekonomisinin binde 3’ünü üretmektedir. Cam ürünlerinin dış ticaret hacmi de 1,6 milyar $ düzeyindedir. Ana cam ürünleri üretiminde çalışan sayısı yaklaşık 10 bin kişi olup, ikincil işlemler ve kayıt altına alınmamış faaliyet alanlarındaki istihdamla birlikte bu rakamın 20 bin düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu da 25 milyonluk işgücünün yaklaşıkbinde 1’ine karşılık gelmektedir. Türkiye cam sektörü satış cirosu, taşıma cirosu ve dışarıdan aldığı hizmetler toplamında yaklaşık 2,8 milyar $ düzeyinde bir iş hacmi yaratmaktadır.
Dokuzuncu Kalkınma Planı, Taş ve Toprağa Dayalı Sanayiler Özel İhtisas Komisyonu Raporunda belirtildiği gibi, ekonomik ve yapısal özellikleri bakımından ölçek ekonomisinde faaliyet göstermek durumunda olan sermaye yoğun izabe sanayinde, yatırımların yurt içi talebin üzerinde oluşturulması ve pazara arzın basamaklı olarak sunulması gerektiğinden, karlılığın ve üretimin güvence altında tutulabilmesi, yurt içi talebin belirli bir büyüme hızında olmasına bağlıdır.
Camın en büyük alt alanlarından biri olan düz camda yurt içi talebi belirleyen temel sektörler otomotiv, inşaat ve beyaz eşya sanayileridir…
Cam ev eşyasında değişen yaşam tarzında cama daha geniş yer verilmesi, harcanabilir gelirin artması, turizm sektörünün hızlı bir büyüme trendi içinde olması, cam ev eşyasını girdi olarak kullanan diğer ikram ve promosyon kesimlerindeki büyüme, fiyatı da düşen cam ev eşyası talebini ortalama ekonomik büyümenin üzerinde geliştirmektedir. Cam ambalajda sektör ikame ürünlerin ağır rekabet baskısı altındadır. Cam, giderek daha pahalı olan ürünlerin ambalajlanmasında kullanılmakta, gelecekte cam ambalajın tasarım işlevsellik, çevreye uyum gibi faktörler açısından ayrıcalıklı bir yere sahip olması beklenmektedir. Cam elyafı pazarı ise ürünü girdi olarak kullanan sektörlerdeki gelişmeler paralelinde büyüyecek, cam elyaf inşaat ve otomotive, cam yünü ise inşaata bağlı olarak hızlı bir büyüme içerisinde olacaktır.
Ancak asıl anlamlı büyümenin işlenmiş camlar ve nitelikli camlar alanında gerçekleşmesi beklenmektedir. Daha çok işlev üstlenmiş, daha üstün nitelikli, daha katma değeri yüksek ürünlerin geleneksel ürünleri ikame etmesi, dolayısıyla üretim organizasyonunun da daha karmaşıklaşması doğal bir sonuç olacaktır. Artan rekabet baskısını azaltmak ve pazarlarda rekabetçi avantajlar sunabilmek amacıyla ileri teknoloji kullanımı yaygınlaşacak, verimlilik savaşları esas olacak, maliyet kaygısıyla en kaliteli girdiyi en ucuza sağlamak amacıyla gerekirse yurt dışı kaynaklar daha yoğun kullanılacaktır.
Türk cam sanayi, dışsal ekonomilerde, içinde bulunulan ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda önemli bir kriz yaşanmaması halinde, verimliliği en üst düzeye taşımak, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek, teknolojisini geliştirmek, yönetim ve girişim becerilerini en üst düzeyde kullanmak hedefleri paralelinde büyümeye devam edecek, bölgesinde hâkim sanayicilerden biri olacaktır. Türk cam sanayicileri 2020 yılında dünyadaki cam üreticileri arasında ilk üçe girmeyi hedeflemektedirler.
İhracat Projeksiyonu açısından çok merkezli bir üretim yapısı oluşmaktadır. Değişik coğrafyaların talebi, en yakın üretim merkezlerinden karşılanmakta, bunun için de genellikle Türkiye dışındaki kapasiteler kullanılmaktadır. İhracat talebi Türkiye ve Türkiye dışında oluşturulan kapasitelerin belli bir optimizasyon içinde müştereken kullanılması ile karşılanacaktır. Bu anlamda Balkanlar, Doğu Avrupa ve Rusya, Orta Doğu’yu içeren yakın coğrafyamızda ciddi kapasiteler oluşturulmuş ve oluşturulmaya devam edilmektedir. Cam üretiminin uluslar arası boyut kazanması neticesinde cam sanayimiz bölgesinde daha hâkim bir yapıya kavuşacaktır.
Diğer tarafta sektör talep artışının giderek ithalat ile karşılanması, üretimin gerileyerek çevre ülkelere kaymaya devam etmesi ve ihracatın dezavantajlı kılınmasının sürdürülmesi ile karşı karşıya kalabilir. Navlun maliyetleri ve yurt içinde kurumsal satış ve pazarlama organizasyonlu avantajlarıyla beraber ithalat talebinin yerel kaynaklardan karşılanması olanağı güçlenmektedir. Yine de ucuz girdi maliyetlerine sahip ülkelerden (İran, Çin, Rusya gibi) yapılan ithalat çok hızlı bir artış göstermiştir. Bu ülkelerin bir kısmının ucuz girdi maliyetlerine sahip olması karşısında sektör pazarlardaki rekabet gücünü/ avantajını yitirmektedir. Ucuz üretim maliyetine sahip ülkelerden yapılan düşük kaliteli cam ürünleri ithalatı, dampinge açık olan sektörü zaman zaman zor durumda bırakmaktadır.
Tüm diğer sektörler için olduğu gibi, cam sanayi açısında da ekonomik ve siyasi olarak istikrarlı bir ortamda sürdürülebilir büyümenin, güvenli ve öngörü yapılabilir bir yatırım ortamının sağlanması önem arz etmektedir. Bu bakımdan, yatırım ortamının iyileştirilmesi genelde sektörün lehine olup, sektörü olumlu etkileyecektir.
Ülkemizde sanayi yatırımlarında, özellikle Doğu Avrupa’daki rakip ülkelerin önerdiği şartların karşılanamaması, enerji ve ulaşım alt yapı olanaklarının yetersizliği, kamusal yüklerden kaynaklanan maliyet yüksekliği, istihdam maliyetlerinin ve enerji fiyatlarının yüksekliği, yatırımların bu ülkelere kaymasına yol açmaktadır. Diğer bir anlamda, cam sanayi özelinde maliyet, alt yapı eksiklikleri ve haksız rekabete neden olan ülkelerden yapılan ithalat sorunları gündemde bulunmaktadır. Daha önce de değinildiği gibi, izabe teknolojisine dayalı bu sektörde fiyat hassasiyeti oldukça yüksektir. Ülkemizde enerji fiyatlarının yüksek olması, sektörün rekabet gücünü hem doğrudan hem de dolaylı olarak olumsuz etkilemektedir. Benzer şekilde, ücretler üzerinden alınan yüksek vergi ve primlerin yanı sıra sendikaların aşırı ücret talepleriyle artan işgücü maliyeti hem sektörün rekabet gücünü yitirmesine yol açmakta, hem de büyüme suretiyle istihdamın artmasına engel olmaktadır. Artan işgücü maliyeti firmaları kayıt dışına iterek firmalar arasında haksız rekabetin doğmasına neden olmaktadır.
Ayrıca, İş Kanunu’nda yapılan son düzenlemelerle işletmelerde verimi ve esnekliği gözeten bazı iyileşmeler sağlanmış olmakla birlikte, bunların hayata geçirilmesinde ciddi engeller ortaya çıkmaktadır. Türk cam sanayi de küreselleşen dünya ekonomisi ve sürekli kızışan rekabet içinde, ülkemiz koşullarının yarattığı engeller, kısıtlar ve darboğazlar nedeniyle haksız rekabetle karşı karşıyadır. Başta Çin olmak üzere İran, Rusya, Endonezya ve Tayvan, Doğu Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden yapılan ucuz, düşük kaliteli ve tasarımlarımızı kopyalayan ürünlerin ithalatı, dampinge açık olan sektörü zor durumda bırakmaktadır.
Son yıllarda yaşanan küresel krizden sonra uygulanan makro ekonomik politikalı ve uzun dönemli istikrar sağlamayı amaçlayan yapısal reformlar ekonominin hızlı bir şekilde toparlanmasını ve yatırım ortamının iyileştirilmesini sağlamıştır. Sektörde yabancı sermaye payı düşük olmakla birlikte yatırım ortamının iyileştirilmesi yabancı sermayenin Türk Cam Sektörüne olan ilgisini arttıracaktır.